Ey benim gadalarını aldığım, urgan saşlı, çatık gaşlı,
gül gül elma yanaklı, içesine ince belli, boyuna, bosuna gurban olduğum Akkadın Apbanın Hasibe’si,
Seni büküşün başında, bana pel pel bakan, gözlerini görür görmez içime bişi saplandı.
Başım fenikti, yüreğem telesidi, yağannımı duvara virip gendimi gücülen zapditdim.
noğulduğumu annıyamadım. duvarlara dutuna dutuna gücün belâ eve geldiğimde, anam beni görür görmez “aman oğlum nooldu sana, bişi müşü mü var, hastalandın mı? Betin benzin geçmiş, göz mü değdi yosa? Hemen un tütüdüyüm” diyordu. Ben de bişi söylemiyo pel pel bakıyodum. Anamın feryadına gomşular yitiştiler.
“Aman gadanızı alıyım noolmuş bu oğlana” dediler en iyisi buna kurşun dökek ya da “yıldızlamasına baktırak” diyerek hefdikliyollarıdı. O arada Tentune teyze ile Ganimanım Abba, gelip kadınların hepsine ökelenerek, “sefdurunlar bu oğlan bal gibi sevdalanmış gözünüz kör mü? Besbelli ki, oğlanın melül melül bakışı sevdasını gösterir. Buna yıldızlanma, avsınlanma zafer itmez” diyerek hemen beni yatağa yatırdılar, üstüme yorgan doldurdular. gafama buz, alnıma ıslak bez, ayağama sal godular, meğer ben çok kötü ateşlenmissim, işte günlerce dölenemeden böyle çabaladım. Gendime zor geldim. Sonunda anladım ki ben sana vurulmuşsum. kaç gün boğazımdan bişi geşmedi, nutkum dutuldu, işdâğam kesildi, yimeden, işmeden kesildim, gara, gara düşündüğüm
den gara sevdaya uğradığımı anladım.
İşte hâlim işte ahvalim! Bu mektubu okuyunca ya aynını gönder,Yada bana bidaa deli goyun gibi bakma.
Bide sana mânii yazıyom.
Seviyosan di bana, gurban olurum sana.
Sevmiyosan kuserim, elâkamı keserim.
Sıra sıra söğütler, alma anandan öğütler.
Sevgin gönül neşesi, ciğerimin köşesi.
Sanma kimsiye dirim, ağzıyın içini yirim...
Mahallenin birinde çok öğünen, yeni alınan her şeyini komşulara göstermeden rahat edemeyen bir kadın var
Onu kınayan, her fırsatta onu adederek öğünen bir de öğüncek Anşânım var. Bu öğüncek Anşanım bir gün gezmeye gider sözü öğünmeye getirerek gadınlara anlatmaya başlar.
-Şu bizim gomşu olacak gadın, bir gelep inci almış, boğazınada sallamış, boğon aldık diyi oğünüp duruyo.halbuki geçen sene iki gelep incim varıdı ben hiç oğündüm mü? gı...
-Doğru Anşanım doğru o ne gorgusüz ki.
-Oturmuş içesine millete malını duyuruyo, niymiş Adana burması varımış.Halbuki ben burmalarımı bozdurdum da zencir yaptırdım, her yerde de daktım, hiç bidene söğlediğim oldu mu?
-He gıı Allah var, zencirini gördük de ağzından hiç duymadık.
-Anam ben onun gibi, mal delisimiyim, meselâ geçenlerde bizimki beş dene bilezik almış beşde önceden varıdı on oldu bakın diye (entarisinin kolusu sıvayıp) göstererek şimdiye kadar hiç anlattım mı?
-Yok anam Allah var, yini duyuyok
-Alyans yüzüklerim, küpelerim, gogüs güllerim, yaka takılarım, altın tokalarım, hepsi ayrı bir saraftan alındı haberiniz var mı?
-Valla hiç haberimiz olmadı, bunların ayrı ayrı sarafdan alındığını daha şinci duyduk.
-Daha nelerim var da ben oğünmüyüm diyi söylemiyom...diye diye nesi var, nesi yok bir mahliye yayıyo. Oğuncek Anşeliği nirden bellolacak yoğsa...
Örnekte olduğu gibi bazı insanlar öğünmeyi çok sever amma öğünenleri hiç sevmez.
Meselâ Gayserililerin bir çoğu öğünmeyi sever.çoğu ise övünmeyi sevmez hatta yeri geldikçe öğünenlere ince zekâsıyla, nezâketi elden bırakmaksızın şaka yollu da olsa tepkisini koyar.
Bunu yaşanmış olaylarla örnekleye biliriz.
Adana’da bir Adanalı ile Kayserili arkadaşlar arasın da şöyle bir konuşma geçer, adanalı;
-Arkadaş; bizim Adana da çok büyük toprağımız var.Allah seni inandırsın sabah gün doğarken arabamıza biniyor, gün batımına kadar gidiyoruz, gidiyoruz, gidiyoruz guneş batacak oluyo biz hâlâ arâzimizin bir ucuna ulaşamıyoruz.diyor
İyide bu söz de Gayseriliye söğlenecek söz mü Allasen.Gayserili de ne dese beğenin
-Bizim de öyle bir harkıt arabamız varıdı da satıp yini modelini aldık.
Yine bir Gayserili, bir İzmirli, arkadaşı ile efelerin zeybek oyunlarını seyretmektedirler.Gayserilinin aval aval efeleri seyrettiğini gören İzmirli, öğünme fırsatı yakaladığını zannederek Gayseriliye,
- Görüyor musun Kayserili, bizim efeler ne bişim zevbek oynuyorlar
Kayserili efelerin ağır ağır oynadıklarını imâ ederek şöyle cevap veriyor.
-Öyle düşüne düşüne oynadıktan sonra onu ben de oynarım,diyip oyunu hafife alarak öğünme fırsatı vermemiş oluyor.
Her kim, kim olursa olsun, biz de şu var dese;
Kayserilinin ilk sözü
-Bizde de var, hemi de ikidene...
Söz gelişi, adam dese ki; Bizim bağımız var
-Bizim de var, sizin ki nirde.
-Eğribıcak da.
-Bizim ki asarcık da.
-Bizim taksimiz var
-Bizimde dolmuşumuz
-Biz bu sene komiyon almıyı düşünüyok
-Bizde Tır
-Amma biz gelecek seniye iki tır siparişi virdik,
-Biz de gelecek sene devlet demir yolarını satın alacağık
Bu hırs, bu iddia ve azim karşısın da her Gayserilinin illa bir evi, bir Bağ’ı, bir İşyeri, Dükkan’ı, Arabası vede (nolur noğolmaz düşünvesinden hareketle) Az çok bir köşede biraz birikimi vardır.
İşte bu sebepten Gayserili Türkiyenin en zengin, mal varlıklı,
geleceğini en çok düşünen insanlar topluluğudur.
Öyle başarılı insanların karşısın da öğünmenin fos çıkması oldukça normaldir.
<<<<<gadana alırım seniiin>>>>>